Kıskanmak Sevgi Değildir | Psikolojik Deneme Türü | MiskinAdam
PSİKOLOJİK

Kıskanmak Sevgi Değildir

İlişkide “ben çok kıskancım” diyen birisi aslında “ben hastayım” mı demek ister? Bence tam olarak “hastayım” demiş olur ve bu durum bir tedaviyi gerektirir. 

Kıskançlığın bir sevgi göstergesi olduğu fikrini oldum olası kabul edemedim. Sözlükteki açıklaması bu kadar çirkin olan bir duygunun, sevgi kadar güzel bir duyguyla yan yana getirilmesini, yakıştırılmasını, ilişkilendirilmesini nasıl anlayabilirim? Kıskançlığın tanımını hatırlayalım mı? 

Kıskançlık: Bir kimse bir üstünlük gösterdiğinde veya sevilen birisinin, başkası ile ilgilendiği kanısına varıldığında takınılan olumsuz tutum, günücülük, hasetçilik, hasetlik, hasutluk. (TDK)

Tanımdaki “olumsuz tutum” ifadesinin altını özellikle çizdim. Peki nasıl olur da olumsuz bir tutumu, sevgi adı altında masumlaştırabiliriz? Masumlaştıramayız! Biliyor musunuz, kadına şiddetin en sık görülen sebeplerinden biri kıskançlıkmış. O halde soruyorum size, şiddet sağlıklı bir ruh halinin sonucu mudur? Aynı şekilde erkeğe şiddetin de en güçlü sebebi kıskançlıktır kanımca. Çünkü şiddet, yalnızca kas gücüyle uygulanan bir zorbalık değildir. Psikolojik şiddet de fiziksel şiddet gibi yıkıcıdır. 

aşkta veya sevgide kıskanmak

Şiddet yöntemlerini biraz örneklendirelim. Mesela partnerinin mesajlarını kurcalayan biri onun özeline saygı duymamış ve şiddet göstermiş olur. Oysa hayatımızda birinin olması, bundan sonraki tüm sohbetlerimizi üç kişi yapacağımız anlamına gelmemeli. 

Başka bir örnek: Partnerine “onu giyemezsin, bunu giyemezsin” diyen birisi aslında onun özgürlük haklarına saldırmış olur ve dolayısıyla şiddet göstermiş olur. Oysa hayatımızda birinin olması, bizim yetişkin ehliyetimizi elimizden almaz. Her birimiz bireyiz ve neyi giyip neyi giymeyeceğimize kendimiz karar vermeliyiz, partnerimiz değil. Hiçbir gerekçe, bu kısıtlamayı haklı kılamaz. Toplumdaki sapıklardan mı korkuyoruz? Bunu partnerimiz de düşünebilir. Reşit olmayan bir partnere sahip değiliz değil mi? 

Elbette 1:

Elbette tercihlerimiz olabilir. Mesela benim var. Partnerimin kılık kıyafet tercihi ona ve düşüncelerine karşı bakış açımı etkileyebilir. Medeni olmasını arzu ederim ve medeniyet anlayışımı bu yazımda kesinlikle tartışmak istemem! Bu da bana bir tercih hakkı verir. Kılık kıyafetini medeniyetten uzak bulduğum bir partnerle ilişkimi sürdürmek istiyor muyum? Cevabım “hayır” ise ayrılma hakkımı kullanırım. Bunu yapmak, yetişkin bir insanın tercihlerine müdahale etmekten daha sağlıklıdır bence. Ondan da sağlıklısı, bu tercihi ilişki başlamadan önce yapabilmektir sanırım.

Elbette 2:

Elbette partnerini başkasıyla paylaşmak istemeyenler olabilir. Mesela ben de istemem ama bu bana partnerimin mesajlarını kurcalama hakkı vermez. Güven problemi hissediyorsam bu bana bir tercih hakkı verir. Güvenemediğim bir partnerle ilişkimi sürdürmek istiyor muyum? Cevabım “hayır” ise ayrılma hakkımı kullanırım. Bunu yapmak, bir insanın özel alanına müdahale etmekten daha sağlıklıdır bence. 

Elbette 3:

Elbette bazı davranışları bize toplum öğretir. Kıskançlık da onlardan biridir. Diğer davranış bozuklukları gibi, kıskançlık da tedavi edilebilir. Dolayısıyla her davranış bozukluğu ayrılığı gerektirmez. Partnerim kendini tedavi etmeyi veya profesyonel destek almayı kabul ettiği sürece yanında olurum. Çünkü toplum bireyi hasta eder; birey olgunlaşarak (farkındalık kazanarak) iyileşir. 

Nasıl Bu Kadar Emin Konuşuyorum?

Neredeyse bütün yazılarım hayatımda mücadelesini verdiğim, çözüm aradığım veya üzerine günlerce düşünmek zorunda kaldığım problemlerin sonucunda ortaya çıkıyor. Çoğu kez “aykırı” olarak sıfatlandırılmamın nedeni bu olsa gerek. Esasen bu bir aykırılık mı yoksa sorgulanmadan kabul edilmiş bazı durumlara karşı bir başkaldırı mı, siz karar verin isterim. Keza ben de sorgulamayanları aykırı buluyorum. 

Şayet düşünceleriniz veya kabulleriniz sizi azınlık tarafta bırakıyorsa, toplumun büyük bir bölümüne zıtsa, kendinizi ifade etmeniz, belki de kabul edilmeniz için büyük bir savaş vermeniz gerekebilir. Ben savaşımı, bireyliğimden ödün vermeme konusundaki kararlığımla ve neticesinde ortaya çıkan yazılarımla veriyorum. Buna karşılık, aklıma gelen her şeyi de yazıya dökmüyorum; sevgili okur…

Düşüncelerimin sağlıklı bir zemine oturduğundan emin olana dek bekliyorum. Geçenlerde kıskançlığı bir tür hastalık olarak tarif eden bir psikiyatrın yazısına denk geldim. Haliyle kendimi onaylanmış hissettim. Sonrasında Google’da “kıskançlık hastalığı” şeklinde bir arama yaptığımda zaten bunun çok önceden tanımlanmış bir davranış bozukluğu olduğunu keşfettim. Dilerseniz “Othello Sendromu” anahtar kelimesiyle kendiniz de araştırabilirsiniz. Doğrusu; bir psikiyatrın paylaşımına tesadüfen denk geldiğim güne kadar böyle bir araştırma yapmak aklıma gelmemişti. 

Araştırdığınızda göreceksiniz ki kıskançlık, yoğun kaybetme korkusunu veya ilişkinin bozulacağına dair endişeleleri barındırır. Araştırdığınızda göreceksiniz ki kıskançlık, düşük benlik saygısının, güvensizliğin ve yetersizlik duygusunun bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. Devam edelim araştırmaya: Kıskançlık, çocukken ailenizin size yaşattığı travmaların bir sonucu olabilir. 

Ve daha çok araştırırsanız “patolojik kıskançlık” tanımıyla karşılaşabilirsiniz. Bunun da paranoyak bir kişilikle veya obsesif kompulsif bozuklukla birlikte görüldüğünü öğrendiğinizde halen daha kıskançlığın sağlıklı bir duygu olduğunu savunabilir misiniz? Ben savunamam. 

Tüm bunlara karşılık partnerimiz bizim doktorumuz değildir veya bizim hastalıklı duygularımızı idare etmesi gereken kişi değildir. Bu durumu düzeltmek bizim sorumluluğumuzdur. Bu aşamada partnerimiz, en iyi ihtimalle, yanımızda olup bizi destekleyen kişi olabilir. Daha fazlasını beklemek şiddettir!

Elbette 4:

Elbette sağlıksız olduğuna kanaat getirilmiş yüzlerce farklı duyguyu bir miktar barındırıyor olabiliriz. Kibir, mükemmeliyetçilik, kıskançlık vb. olumsuz duygulara hepimiz sahibiz. Belki bu, insan olmanın bir gerekliliği veya sonucudur; bilmiyorum ama şunu biliyorum: Bu duyguların dozu önemli. Biraz kibri, biraz mükemmeliyetçiliği, biraz kıskançlığı sağlıklı bulmasam da sağlıksız da bulmuyorum. Önemli soru şu: Bu duygular hayatımı olumsuz etkileyecek düzeyde mi? Mesela kıskançlık yüzünden ilişkiniz sağlıksız ilerliyorsa hayatınız olumsuz etkileniyor demektir. 

Özetle fikrimi soracak olursanız: “Ben çok kıskancım” diyen biriyle ilişkiye başlamam veya ilişkimi sürdürme konusunda ısrarcı davranmam. Israrcı olacağım tek şey bu durumu nasıl düzeltebileceğine dair kendisine yardımcı olma çabam olabilir. Çünkü “ben çok kıskancım” diyen birisi aslında “ben hastayım” demiş olur. Buna karşılık ben de doktor olmadığımı veya ebeveyni olmadığımı hatırlatmak isterim.

Anlatmaya Üşendiklerimi Yazıyorum
                                      MiskinAdam | Bünyamin Kapıcıoğlu


Yeni yazılarımı Instagram'da duyuruyorum. Takip et, iletişimde kalalım ✔️

2 Yorum “Kıskanmak Sevgi Değildir

  1. ALBATROS Reply

    “Neredeyse bütün yazılarım hayatımda mücadelesini verdiğim, çözüm aradığım veya üzerine günlerce düşünmek zorunda kaldığım problemlerin sonucunda ortaya çıkıyor. Çoğu kez “aykırı” olarak sıfatlandırılmamın nedeni bu olsa gerek. Esasen bu bir aykırılık mı yoksa sorgulanmadan kabul edilmiş bazı durumlara karşı bir başkaldırı mı, siz karar verin isterim. Keza ben de sorgulamayanları aykırı buluyorum. ”

    Merhaba; yazdığınız yazınızdan alıntıyla başlamak istiyorum.çünkü aynı yöne bakan insanlarla karşılaşmak şu dönemde o kadar az ki bulduğumuz zamanda mutlu oluyorum.bu konuda epey dertli olan “aykırı”olarak görülmekden hatta bazen kendini bir uzaylıymışım gibi hissetmekden yorulan bir hayat yolcusuyum.fakat yine de anlatmakdan hiç vazgeçemeyen ve bi yerden farkındalıkları artar çabasıyla insanlara(akraba ,eş,dost,arkadaş)emek vermeye devam ediyorum.iç dünyamda büyük mücadeleler yaşasamda ben doğruyu yaptığımdan eminin emin olduğum yolda ilerliyorum.
    insanın sorgulaması aykırılıksa kabul ben aykırıyım.
    bende blog sayafası açmak ve anlatamadıklarımı yazmak istiyorum.bunun için eğitim araştırma ve blogları incelerken karşıma çıktınız ve inanın aynı bakış açıcı demicem aynı yöne bakan yazılarıyla saatlerce sayfasından kopamadığım ve ilham aldığım bu sayfaya ve dolayısıyla size denk geldiğim için çok mutlu oldum ve buldum madem dökül biraz diyip size bu yazıyı yazdım.şimdi içimden kocaman bi OHHHH BE diyorum.Sayfanızı yazılarınızı ilgiyle ve ilhamla takip ediyor olucam. Sevgiler

    1. miskinadam Post author Reply

      Samimiyetime güvenip içinizi döktüğünüz için teşekkür ederim. Yeni yazılarda yorumlaşmak dileğiyle, sevgiler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yeni yorumları e-posta aracılığıyla bana bildir. Ayrıca yorum yapmadan da abone olabilirsiniz.

Bu yazı ilgini çekti mi?

Yeni yazılarımı Instagram‘da duyuruyorum. Takip et, iletişimde kalalım ✔️