Dilersen bu yazıyı sesli dinleyebilirsin
“Farkındalık mutsuzluk sebebidir”, “zeki insan mutsuz olur” gibi, kendinden harlamalı kibir kokan sloganları hiç sevmiyorum!
Esasen komiktir: Her türlü yetersizliğimizi, elimizde olmayan sebeplerle ilişkilendirme alışkanlığımız, bu konuda da yakamızı bırakmaz. Mutsuzluğumuzun sebebi olarak ya aptal olduğunu iddia ettiğimiz diğer insanları görürüz ya da elimizde olmadan sahip olduğumuzu zannettiğimiz üstün zekamızın bir sonucu olduğuna inanırız.
Mutsuzluğun çok fazla sebebi olabilir ancak bu yazının açmak isteği pencereyi kırıp dağıtmadan, perspektifi sınırlamamız gerekirse, mutsuzluğun çevresel sebeplerini irdelemek lazım gelir. Daha doğrusu, çevreye mâl ettiğimiz kısmını…
Birçok yazımda bastırılmış duyguların yarattığı mutsuzluğa değinmiştim. İşte, bu mutsuzluğu aşmak için, bahane aramayı bırakıp sorgulamaya ve hayatımızı, kendi kararlarımızla yönetmeye davet ediyorum.
Kuralların gerekliliği şimdilik kenarda dursun, insanı aptallaştırma ve mutsuz etme etkisine çoğu kez tanık olmuşumdur.
Örneğin, dünyanın neresinde olursak olalım, askeriyede geçen rutin bir günde, beynimizi kullanmamıza gerek kalmaz. Kaçta yatmamız gerektiği, kaçta kalkmamız gerektiği, kaçta yemek yememiz gerektiği, hatta yemeği nasıl yememiz gerektiği bile kurallarla sabittir! Bu kuralların, askeri stratejiler açısından gerekli olmasını tartışmıyorum. Bu sayede, eğitim düzeyleri birbirinden farklı yüzlerce insanın yönetimi kolaylaşır ve emirlere sorgusuz itaat etmeleri sağlanır. Buna karşılık her asker şafak sayar; özgür olacağı günü bekler.
Ben, sıkı disiplinle yönetilen x bir ortamdan bahsettim. Siz bu örneği, nasıl yaşamanız gerektiğini dikta eden tüm inançlarla veya hayat görüşleriyle bağdaştırabilirsiniz. Seçim sizin ama yine hatırlatmak isterim: Her asker şafak sayar ve ben şafak sayanların mutlu olduğuna inanmıyorum.
Maalesef hepimiz, sözde saygıdan beslenen çeşitli inançların veya hayat görüşlerinin, saygısızca dikta ettiği kurallar altında aptallaşıyoruz bazen. İşte, bu aptallaşma, yukarıda bahsettiğim örnekte olduğu gibi, baskılanmaya ve mutsuzluğa sebep oluyor ki, sürecin bitmesini (tezkere veya ölüm), bir ödül gibi görmeye başlıyoruz.
Buna çokça örnek verebilirim. Okurlarımla bir anket yaptım ve onları mutsuz eden toplum öğretilerini (kuralları, görenekleri veya dayatmaları) sordum. En çok tekrar eden şikayetleri yazıma ekledim ve sorguladım. Birlikte sorguladık.
Mutsuz Eden Dayatmalar ve Görünmez Kurallar
Kural: Kadın dediğin bir yere giderken eşinden izin almalıymış!
Sorgu: Niye? Sen, reşit olmayan biriyle mi evlendin?
Kural: Evli erkek dışarıda kalmamalıymış!
Sorgu: Niye? Evi veya eşini, korunması gereken bir kale gibi mi görüyorsun?
Kural: Toplumda öpüşülmezmiş!
Sorgu: Oysa sevmek-sevişmek, kime ne zarar verebilir ki?
Kural: Büyüklerin eli öpülürmüş!
Sorgu: Niye? Küçükler, büyüklerin egolarını tatmin etmek zorunda mı?
Kural: Kadınla erkek dost olamazmış!
Sorgu: Niye? Kafan cinsellikten başka bir şeye çalışmıyor mu?
Kural: Bazı yörelerde gelinliğe kırmızı kuşak bağlanırmış!
Sorgu: Hayırdır? Dükkan açılışı mı yapıyorsunuz?
Kural: Evlenmeden sevişilmezmiş!
Sorgu: Sana ne? Sen evlenerek seviş veya sevişmek için evlen. Bize ne?
Kural: Büyüklerin yanında bacak bacak üstüne atılmaz veya sigara içilmezmiş!
Sorgu: Neden? Sizin saygıdan anladığınız, el pençe durmak mı? Yine mi ego tatmini?
Kural: Herkes er ya da geç evlenmeliymiş!
Sorgu: Neden? Dünyada insan eksikliğimi var? Ya da ben, bekar yaşamak istiyorsam sana ne zararı var?
Kural: Mavi erkek rengiymiş, pembe kadın rengiymiş!
Sorgu: Neden? Hangi cinsiyet, hangi rengin telif haklarını aldı?
Kural: Erkekler ağlamazmış!
Sorgu: Ağlamayan insan mı olurmuş? Erkekler insan değil mi?
Kural: Erkekse yaparmış!
Sorgu: Neden? Ek uzuvlar insana ek haklar tanısaydı kadınların daha fazla hakka sahip olması gerekmez miydi? 🙂
Kural: Hamile kadın göbeğini gizlemeliymiş!
Sorgu: Neden? Çocukları leyleklerin getirdiğine mi inanmak istiyorsun?
Kural: Erkek adam küpe takmazmış, saç uzatmazmış?
Sorgu: Neden? Erkekliğin kurallarını sen mi yazdın yoksa sen yapamıyorsun diye zoruna mı gidiyor?
Kural: İlk adımı erkek atarmış veya evlenme teklifini erkek yapmalıymış!
Sorgu: Neden? Kadın, talep kabul bürosu mu?
Kural: Kadın güzel kokmamalıymış!
Sorgu: Sen leş gibi ter kokuyosun da çok mu hoşumuza gidiyor sanıyorsun?
Kural: Karşı cinse ilgi duymayanlar topluma kötü örnek olmamalıymış!
Sorgu: Neden? Sen karşı cinsle el ele gezerken bana kötü örnek olmuyorsun da ben neden hemcinsimle el ele gezerken sana kötü örnek oluyormuşum? Senin mi elini tutuyorum? Senle mi sevişiyorum?
Kural: Herkes tek eşli olmalıymış!
Sorgu: Niye? Sen tek eşlisin diye çok eşliler seni yargılıyor mu?
Kural: Birileri ibadet ederken, diğerleri saygı duruşunda olmalıymış.
Sorgu: Niye? Bana mı ibadet ediyorsun? Mesela senin oruç tutman, benim yeme-içme özgürlüğümü neden kısıtlasın? Senin sorumlulukların neden benim sorumluluğuma dönüşsün?
Kural: Kadın dediğin sokakta kahkaha atmazmış!
Sorgu: Niye? Fena mı işte mutlu insan görmüş olursun.
Kısacası, “kadın dediğin…” şeklinde başlayan cümlelerinden tutun da “adam dediğin…” şeklinde başlayan cümlelere kadar, insanları kalıba sokan ve hangi götten türediği belli olmayan toplumsal kuralları (baskıları) kabul etmek zorunda mıyız?
Her değer gibi, mutluluk da bir bedel gerektirir. Eğer mücadele etmiyorsak, faturayı diğer insanlara değil, korkaklığımıza kesebiliriz. Peki, korkak olmak bir kabahat mi? Bence değil. Yapı meselesi sadece. Zaten amacımız suçlu aramak değil. Amacımız, yetersizliklerimizin sorumlusu olarak başkalarını görmeye bir son vermek ve kendimizi yaşamak için ihtiyacımız olan şeyi doğru tanımlamak. Evet, biraz cesaret!
Bence en büyük başarı, insanın kendini yaşayabilmesidir.
Farkındalık, mutsuzluk sebebi değildir. Farkında olup değiştir(e)memektir mutsuzluk sebebi!
Toplumdan veya çevreden dışlanma kaygısıdır mutsuzluk sebebi!
Kendini yaşama cesareti gösterememektir mutsuzluğun asıl sebebi.
Anlatmaya Üşendiklerimi Yazıyorum
MiskinAdam
Okurlardan Gelen: Mutsuzluk Sebebi Olan Toplum Öğretileri
Sizce mutsuzluk sebebi olan, baskılayan ve bir o kadar da anlamsız toplum öğretileri neler? Varsa eklemek istedikleriniz, yorum alanına bekleriz. 👇
bu yazıyı görene kadar psikotik bozukluğumdan kaynaklı aşırı farkındalık yüzünden hep mutsuz olduğumu sanardım. öyle değilmiş.
Faydalı olmasını diliyorum. Yorum için teşekkürler.