Dilersen bu yazıyı sesli dinleyebilirsin
Çok sevip aynı sevgiyi göremeyen erkek veya kadınların sıkça kullandığı tanımlardır bunlar. Geçenlerde ekşi sözlük’te şöyle bir entry görmüştüm:
“sevmeyi bilmeyen adam”
“Bana mı diyorsun?” diye düşündüm içimden çünkü ben de bir dönem sevmeyi bilmemekle suçlanmıştım. Girip biraz kurcaladım yazılanları. Yok kardeşim, “ben yazarım” diyen kimse olayın gerçek yüzünü tanımlayamamış. Oturun sıfır veriyorum!
Ekşi’de yazar değilim; olursam da bir cümleden uzun tanımları oraya yazmayacağım için bu önemli konuyu blog sayfamda aydınlatmak istedim.
Ha bu arada, ekşide yazar olmak için kılımı kıpırdatacak değilim. Çok istiyorlarsa çiçeklerini, çikolatalarını alıp gelecekler ve beni isteyecekler. Asla şaka yapmıyorum!
Dönelim konumuza;
Sevmeyi bilmemek mi yoksa sevdirmeyi bilmemek mi?
Hiç bu açıdan baktık mı olaya? Düşünsenize; nasıl olur da sev(e)memek suç olur?
Karşındaki insan;
- Bir hayvanı,
- bir oyunu,
- bir şehri,
- bir kitabı,
- bir şarkıyı
seviyor mu? E demekki bu insanın sevebilmeyle ilgili bir özrü yok.
Asıl değerlendirmemiz gereken soru şu değil mi? 👉 Ben, karşımdaki insana kendimi neden yeterince sevdiremedim?
Bence değerlendirilmesi gereken soru bu!
Tamam, ortada bir ilişki vardır ve sen çok fedakarlıklar yapmışsındır. Çok emek vermişsindir bu ilişkiye. Eyvallah! Fakat senin sevmeyip elinden attığın bir kitaba da yazarı kim bilir ne kadar emek vermişti değil mi? Şimdi sana diyebilir miyiz; sen kitap sevgisini bilmiyorsun?
Yani, burada bir suçlu aramaya gerek yok. Demek ki sen, karşındaki insanın seveceği özelliklere yeterince sahip değilsin. Lütfen, kimseyi “sen daha iyilerine layıksın” demek zorunda bırakma ve sevememekle suçlama. Bu bir suç değildir.
Eğer İsyanın Varsa Çözüm Yine Sende!
Zaten, “sevmiyorsa neden benle birlikte?” dediğin adam/kadın, gitmeye kalktığında sen bu sözü söylediğin için, şu an hiç boşuna “o zaman neden gitmiyor?” deme! “Sevmeyi bilmemek” zaten senin yersiz isyanından türeyen bir cümleydi.
Ve biliyorum ki gitmesini de istemezsin. Öyle olmasa bu konu senin için devlet meselasi olmaz, konuyu yüce gönül divanına taşımazdın.
Ben demiyorum “arabesk şarkılar dinleme!”
Yine dinle ama çok da benimseme oradaki isyanı, serzenişi.
Sevmemek, sevememek asla suç değil çünkü bu, özgür iradeyle yapılan bir eylem değil!
Karşındaki insan bir elektronik eşya olsaydı “yahu bunun sevme özelliği yok” diyebilirdin. Fakat onun da diğer tüm insanlar gibi kompleks bir yapısı, karmaşık duyguları var. İsyan ederken hiç düşündün mü karşındaki insan ne tür kadın/erkek sever, diye? Düşün kardeşim.
Yani demem odur ki
ASLINDA;
Sevmeyi bilmeyen adam: Kendini sevdiremeyen kadının, karşısındaki erkeği tanımlama türüdür.
Sevmeyi bilmeyen kadın: Kendini sevdiremeyen adamın, karşısındaki kadını tanımlama türüdür.
Bunu bir düşün ve ille de o insanda ısrarcıysan ona kendini sevdirmeyi dene, derim ben! Sen ne dersin bilemiyorum. Aşağıda kolayca yorum yapabileceğin bir alan koydum.
Unutma: Blogları blog yapan, okurlardan gelen yorumlardır. Bu sözü yeni uydurdum 🙂 Yeterince kafa açtım bence. Hadi yorum yap işte; merak ediyorum ne düşündüğünü.
Yazı kafa açtı da ne açıdan açtı. Güzel bir kafa mı açtın tartışılır. Bu yazıyı herkesin algılamayacağı da ne yazıktır ki acı bir gerçek:) Anladığım kısımdan yorum yapmak istiyorum. Sevmeyi bilmeyen adam düşüncesi bir ara kafamda yer etmişti. Ama bu benim kafamla alakalı bir sorun. Çünkü o adam beni her zehreme kadar sevdiğini söylüyordu. Bir süre sonra anladım ki. Sevme biçimleri çok farklı insandan insana değişiyor. Ve ne güzel demiş fuzuli ;sevmek ne güzeli. Çünkü ne kadar sevildiğini hiç bir zaman bilemezsin.
Herkes adına biz karar vermeyelim bence 😉 Burada birileri ukalalık yapacaksa o kişi benim 🙂
Mutluyum! Kelimesinin insanın ağzından kendine inanarak çıkabilmesi için 100 birim x’e ihtiyacı var diyelim.
Bir sürü alanda x’e sahip oluyorsunuz. Kariyer, aile, dostluk, spor, sosyal medya… vs ilişki
İlişki yaşayan partnerler bir araya geldiklerinde, eksik kalan x lerini birbirlerinden toplamaya çalışıyorlar.
Tabi ki, x’e en fazla ihtiyaç duyan, diğerine ‘sen sevmeyi bilmiyorsun’ demeye başlıyor.
Vay! Bence güzel tespit. Yorumun katma değer oldu. Teşekkür ederim @Görkem Çetinci
Yazınıza katılmakla birlikte bu baslik altında çoğunluğu kapsayan durumlara da değinmenizin faydalı olacağını düşünüyorum. Kendimden örnek verirsem sevmeyi bilmeyen adama denk geldim ve sevdirmeyi de bildiğim halde. Ona şiirler şarkılar besteledim. Bir dedigini iki etmedim. Istediği gibi bakımlı olmaya da özen gösterdim zor gününde yanında oldum özgürlük istediğinde müdahil olduğum herşeyi bıraktım kendimden herşeyden fedakarlık gösterdim kendimden vazgeçtim yaranamadım vazgeçmedim yaranamadım hem de bensiz yapamıyor sorun ne dediğimde sorun yok sen herşeyi sorun ediyorsun boyle devam etsin diyor ama robot gibi mutlu olduğu pek yok cevresiyle zaman geçirmek özgürlük ben arada sırada gunde 1-2 sefer günaydın napiyon dediği asker arkadaşı gibiyim sevmeyi bilmeyen adam sevdiğini söylemeyi gereksiz gören adam işte
İyi ama bir insana kendini sevdirmenin yolu, ona çok iyi davranmak veya her istediğini yapmak mıdır? İlişkinizde denge olmadığı çok açık. Üzerine bu kadar düştüğünüz birinin size aşık olmasını beklemeyin zaten. Sizi sever ama sizin kadar tutkulu, heyecanlı olamaz.
Ne güzel yazmışsınız ya…👏👏
Öncelikle sevmeyi bilmeyen kadın ben oluyorum.
-Adam ilişkinin ilk haftasında seni seviyorum hiç ayrılmayalım söz ver diyor. Daha bismillah yani ne sözü kaç yaşındasın sen 16 falan mı ?
Annesi ısrar ediyormuş evlende ev bark sahibi ol içkiye vereceğin parayla ev al diye oda gelmiş bana ilişkinin ilk ayında evlenelim ama benden pahalı koltuk takımı isteme diye pazarlık yapıyor. Gelde sevebilen kadın ol 🙂
Yani, sevmeyi bilmemekle itham edilen siz oluyorsunuz değil mi? Neyse ki sizin örneğinizde her 100 kişiden 99’unun sevmeyeceği biri varmış. O yüzden “acaba ben sevmeyi bilmiyor muyum?” sorusunu bir an olsun aklınızdan geçirmediğinizi tahmin ediyorum 🙂
Söze nasıl başlanır bilmiyorum sizin söylediğiniz cümlede o kadar güzel ki. Hayata pozitif olan Bi insanı etrafındaki herkese mutluluk dağıtan Bi insanı neden bir kişi mutlu edemez? Neden yani küçük Bi sarılış güzel bir söz tatlı bir bakış Bi insana herşeyi yaptırır. Eşimi çok seviyorum ona yaptığım göstergeyi ondan bekliyorum ben bu kadarım diyor gerçekten seven adam sevdiğini mutlu etmek için çabalamaz mı ben buyum demek midir erkeğin kendi tanımlaması
………. 😥😥😥😥😥😥
Bence yazdıklarınız çok saçma, tüm sorumluluğu bir tarafa yüklemişsiniz. Hem de zaten yaralı olan bir tarafa. Bunda önceden sizin için yaftalan “sevmeyi bilmeyen adam” söylemi etkili olmuş. Fakat şu iki şeyi karıştırmışsınız sevmek farklı şey sevmeyi bilmek farklı şeydir. Kişi zaten kendisini karşı tarafa sevdirmese sevgili veya evli olmazlar. Yani sevme konusunda sıkıntı yok. Mevzu bahis sevmeyi bilmemekle ilgili, odun olmakla, yontulmamış olmakla ilgili… Gidip karşı tarafa sevmeyi de sen öğretemezsin. Sever ama içinden sever, senin kadar belli edemeyebilir, belki senin için canını verecek ama gösteremeyebilir. Hemen suçu mağdura yükleyip “o da kendini sevdirsin o zaman” demek saçma. Zaten sevmese ne işi var? (Çok az istisna hariç)
Bu arada bir insanı sevmek bir filmi, bir yemeği, bir oyunu sevmeye benzemez. Bir insan bir yemeği çok sevebilir ve bu sevgisini içinde yaşayabilir, yemeğe bu sevgisini aksettirmez, yemek de neden bana sevgini göstermiyorsun demez. Sevginin ölçütü zorunlu olmadığı halde o an onu tercih etmiş olmaktır. Sevgisini yansıtabilmek ise empati, kendini aşmışlıkla ilgili bir durumdur. Yoksa herkesin sevdiği bir yemek vardır, kimi nazik nazik yer, kimi yakasına bağrına dökerek yer, kimi ağzını bile şapırdatmaz, kimi ise geğirerek yer… Her yiğidin yoğurt yiğişi farklıdır derler ya… Sevmek de böyledir. Sen ağzınla kuş da tutsan; empatiyi, kendini ifade edebilmeyi, soyut olanı somutlaştırmayı, kendisini derin duygular içine sokmayı, karşı tarafa bakış açısını değiştirmeyi bilmeyen biri sevmeyi bilemez. Ama bakın sevemez demiyorum ikisi farklı kavramlar. Herkes araba kullanır ama kimi acemice kimi ise profesyonelce.
Bazı şeyler benliğin ta kendisidir ve değiştiremezsin. İnsanlar parmak izleri gibi farklı farklıdır, sevgiler de ve dolayısıyla sevgileri gösterme biçimleri de farklı farklıdır. Sevgisini gösteremediği için terk edildikten sonra intihar edilenlerin olduğu bir dünyadayız.
Siz de haklısınız. Nitekim, yazdıklarınız bir insanın sevmeyi bilmemekle yaftalanmasını açıklar türden değil bana kalırsa. Yazımdaki “sen kendini sevdirememişsin” ifadesi, yanlış anlşamaya müsait bir ifade olmuş farkındayım. Kastım şuydu: Karşı taraf sevmeyi bilmiyor değil; sen onun sevebileceği kişi değilsin muhtemelen.