Hayatta gerçek bir/birkaç dosta sahip olmayı, büyük bir servete sahip olmakla eşdeğer tutuyorum. Yoksulluğun yüceltilmesinden hiç hoşlanmadığım gibi, bazen sahip olunan servetin insanda büyük hasarlara yol açabilme ihtimalini de görmezden gelmiyorum tabii ki. Dolayısıyla, büyük bir servete benzettiğim dostluk ilişkilerinin de bazen büyük hasarlara yol açtığı durumlara ışık tutmak istedim ki bo konu oldukça önemli!
Önce “öfke” duygusunu ve neden öfkelendiğimizi hatırlamak için Prof. Dr. İrem Yaluğ Ulubil’in yazısından alıntıladığım bazı bölümleri paylaşmak istiyorum: -Öfke, kişinin haz...
Tek gecelik (veya duygusal bağı olmayan) ilişkileri tercih edenlerin duygusuz olduğunu düşünenler var mı? Yahut kendisi tek gecelik ilişkileri tercih edip kendisinin duygusuz biri olduğuna...
Hayatımızı piç etmek için ekstra çaba sarf etmemize gerek yok. Birçoğumuz zaten gayet iyi bir şekilde yapıyoruz bunu. Gelin size nasıl da farkında olmadan yaşam kalitemizi düşürüp...
Hiçbirimiz duygularımızla oynansın istemeyiz fakat derin düşünürsek aslında bizler de birilerinin duygularıyla oynamış olabiliriz. Evet, bunu yapıyoruz ama eminim salt kötü niyetle...
Anlatacağım bu hayret verici hikaye, maalesef gerçekten yaşandı! Ayrıca uyarayım sevgili okur: Hikayenin sonunda, aslında hepimizin benzer şeyler yaşadığını fark etmen seni biraz...
Bu soruyu tersinden de sorabiliriz: Koşullu sevgi olur mu? Öncelikle, iki gündür deli gibi yoğun bir şekilde araştırıp okuduğum akademik makalelere dayanarak, ulaştığım bilimsel yanıtı...
Geçtiğimiz yıl “Hayatı Kaçırıyorum Hissi” başlıklı bir yazı yayımlamıştım. Neden bu hisse kapıldığımızı detaylı açıklamış, çözüm bulursam paylaşacağımı söylemiştim....